Bilirsiniz, aşk gerçekliğe dönüştüğü anda sorunlarıyla beraber geldiğinden çok kısa sürede tüketilir ve ortada ne aşk kalır ne de ilk anda hissedilen o heyecan. Sanırım aşk duygusuyla ilgili en güzel şey, başlangıçta karnınızda uçuşan o kelebeklerdir. Böyle tarifi güç olan, sizi kabınıza sığdıramayan, sürekli sanki açlık çekiyormuşsunuz da ama aynı zamanda canınız da bir şey yemek istemiyormuş gibi hissedersiniz ya, karnınız burulur hani, işte öyle bir duygudur o.
Ne kadar büyük bir aşk yaşanırsa yaşansın sonuçta o ilk baştaki kelebek etkisini yapmaz hiç bir zaman. Başkadır yani o kıpır kıpır kelebekler karnınızda. İşte böyle duygular içindeyim.
Elim sürekli telefonda. Her gelen mesajda karnımdaki kelebekler havalanıyor sonra tekrar konuyorlar bir yerlere. Şimdi farklı milletten erkekleri kıyaslasam, muhtemelen bozulacak olan çok olur. Özellikle erkekler elbette. Ama insan kıyaslamadan edemiyor. Hatırı sayılır sayıda benim de erkek arkadaşlarım oldu zamanında. Öyle kısa süreli arkadaşlıklarda yaşamadım doğrusu. Şimdi geriye dönüp bakınca, şu an yaşadığım platonik aşk hepsine tur bindirir cinsten. Belki insanın en aklı başında olduğu zamanlar 40'lı yaşlar olduğundan da olabilir. Ya da gerçekliğe döküp her şeyi berbat etmediğimden kendi kendime de eğleniyor olabilirim. Ama dedim ya, gerçek şu: hepsine tur bindirir :)
Neden mi? Nezaketi, cömertliği, bana hitap şekli, bana karşı davranışı... Hayallerimi gerçekleştiriyorum. Daha ne olsun?
Geçmişte erkek arkadaşım olan hödüklerden birinin yaptığını anlatayım size. 1,5 yıldır çıkıyoruz. Kendisi epeeyyyyy uzak bir yerde oturuyor ve her görüşmemizde ben üşenmeyip Taksim'den dolmuşa binip gidiyorum her defasında. Bir gün hiç unutmam; beraber yaşadığım ev arkadaşım kıyameti koparıp "Hayır efendim, gitmiyorsun bir yere! Arabası var, gelip bir kez de o alsın seni. Nedir bu? Her istediğinde atlıyorsun dolmuşa gidiyorsun. Seni çok özlediyse, çağırıyorsa gelip alsın" dedi. E haklı elbette. Düşünsenize; hayatınızdaki adam sizi almaya üşeniyor, hep sizi çağırıyor ve siz de salak gibi, o zahmete girmesin, o kadar yolu gelip gitmesine ne gerek var, ben şuracıktan biner giderim, diye iyi niyet gösterirken, o size bir nezaket göstermiyor. İşte bir kez arkadaşımın zoruyla "Param yok" yalanı uydurup gidemeyeceğimi gelip beni almasını istediğimde, amanın diyeyim. 2 saat dil döktü, ev arkadaşımdan borç! almamı istedi, ben reddedince mecbur kaldı, kalktı geldi. Arabaya bindiğim an duyduğum ilk cümle "Ooo hanımefendi, artık ayağınıza özel şoför de mi getirtmeye başladınız!" Seni sevdiğini iddia eden mahlukattan çıkan güzellemeler!
Şimdi kafamın içinde havai fişekler patlamasına sebep olan adamın örneğini sunuyorum. Arabayla 1 saatlik mesafede. Sürpriz bir ziyaret oldu. Bir kaç saat kalacak, sonra yine gidecek. Başka ülkede yaşadığını söyledim size. O bir kaç saati olabildiği kadar iyi değerlendirmek istiyoruz. İyi değerlendirme bizim için, iyi bir yemek, bir kaç şişe şarap ve hiç susmadan yapılan uzun bir sohbet. Bana diyor ki, "lütfen taksiye atla gel, ben burada ödeyeceğim" Taksiyle gidilecek 1 saatlik mesafe! (Pekala, akşam trafiğinde Mecidiyeköy'den Tuzla'yı hesaplayın bakalım). Neredeyse servet değerinde bir yolculuk. Hiç düşünmedim bile. Gerçi durum beni biraz rahatsız etti. Ancak, itiraf ediyorum, maalesef ben o kadar uzun mesafe taksi parasını karşılayacak kadar zengin değilim. Hem kendim karşılayamıyorum üzülüyorum, hem başkası ödediği için rahatsızlık duyuyorum.
Ben öyle kafasının içinde her şeyi saklayan biri değilim. Beni rahatsız eden her şeyi ilgili kişiye hemen aktarırım. Durumdan duyduğum rahatsızlığı hemen aktardım tabii. Aldığım cevap şu oldu: "Bir centilmen gelir, seni alırdı. Ancak zaman sıkıntısı nedeniyle ikimiz içinde en iyisinin bu olduğunu düşündüm. Yapabildiğim tek şey en azından taksinin parasını ödemek olsun."
Sonra benim yine karnımda kelebekler havalandı, kafamın içinde havai fişekler patladı. Bir yandan Ahh ben nasıl kaçırdım bu adamı diyorum. Öte yandan, olsun bir şekilde hayatımda ya, aşkın gerçekliğinin getirdiği sorunları yaşamadan, kendi kendime mutlu oluyorum.
Anlayacağınız ; He is my one and only....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder