Günün Sözü

Umut her daim vardır...

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Yurdum Erkeğinin Sonradan Görme Halleri

Çalıştığım ofiste tüm yazı Kuzey Kutbunun en soğuk noktasındaymışçasına geçirmeme neden olan da yurdum erkeğinin umarsız tavırlarıdır. Erkekler doğal postlarıyla* (bkz. ataları olan her tarafı kıllarla kaplı neandertaller)  yaşadıkları için yaz ortasında klimaları sonuna kadar açarak size penguen muamelesi yaparlar. Dizlerimin üstünde yün şal, sırtımda kışlık hırka, parmaklarım mosmor bilgisayar klavyesini tıkırdatırken, homurtularım çalışan klimanın vızıltılarına karışıyor. Aldıran yok elbette... Bense elimden geldiğince optimist olmaya çalışıyorum. Soğuktan gerilmenin cildimi güzelleştireceğine inanıyor, hatta ölürsem mumyalanmaya bile gerek kalmadan en az yüzyıl bozulmadan kalabileceğime inanıyorum... İnanmak istiyorum... Duyarsız Türk erkeğinin sizin üşümenizle ilgilendiği yok... Onlara göre çözüm belli! Giyinme efendim, ince bluz, kısa etek! Ne yapalım yazın sıcağında metroya biniyorsan? Kalın bir şeyler giyin gel üşüyorsan! 
Tıpkı kendileri gibi, o metroda kokar mısın terden, isilikler çıkarır mısın? Kimsenin umurunda değil...
Metro demişken... Belediyenin metro girişinde oksijen maskeleri dağıtmasını talep ediyorum! Mesela Akbil’i bastın mı? Makinenin içinden otomatik maske çıkacak! Sen kendince en uzun ne kadar nefes tutabilirim yarışına girmeden ve ciğerlerine işkence etmeye son vererek paşa paşa takacaksın maskeni.
Arkadaşım, su mu yok? Arkadaşım, hiç mi kokmazsın kendine?


O nasıl bir koku, o nasıl bir duyarsızlıktır? Şehrin ortasında, baksan adam diyeceğin o mahlukat, dersin ki doğduğundan beri su yüzü görmemiş bir primat...  En iyi bir tahmin; Homo Sapiens döneminden beri yıkanmasa ancak o koku çıkabilir... Bu su düşmanlığı nedendir?  Tüm erkeklerde gizli kuduzluk mu var? Su görünce fena mı oluyorsunuz? O kokuyu yapan vucüdu al hamama götür, üstünden çıkacak kir, su giderlerini tıkar. Yoksa mümkünü yok, 1 yıl önce dahi su görmüş bedenden o bayıltıcı gaz etrafa yayılmaz. Tıpkı ozon gibi bu kokunun da doğaya, dünyaya zararı var. Çevrecilerin bu konuya da acilen el atmalarını istiyorum. Yazık, günah bu gezegendeki diğer canlılara.
Bu sorunun tek iyi tarafı; 3 durak boyunca nefes tuttuğumdan, ciğerlerim genişledi. Maraton koşsam, 4  kat genişlemiş ciğerlerimdeki nefesle 2 tur bindiririm diğer atletlere. Hatta tüpsüz dalış şampiyonuna kafa tutuyorum, benimle yarışsa, ağlar hırsından. Benim kadar nefes tutabilsin, bundan sonra söz,  malzemelerini ben taşıyacağım.


Olimpiyat takımına resmen başvuru mu yapmak gerekiyor, yoksa buradan da başvuru sayılıyor mu?  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder