Günün Sözü

Umut her daim vardır...

29 Ağustos 2013 Perşembe

Patronum Bir Öküz


Evet, tam olarak kullanılacak kelime budur sanırım: Öküz!


Uzun zamandır yanında çalışma talihsizliğine düştüğüm primat, evrimini tamamlama sürecini hala bitirememiş bir canlı. (Canlılara hakaret ettiğim için şimdiden çok özür dilerim)

Size uzun uzun bu yıllar boyunca neler yaşadığımı anlatacağım. Eminim benim gibi bir çok talihsiz de aynı şeyi yaşıyordur. Öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor; biz Türk Toplumu maalesef ezik bir milletiz. Her gelişmeyi, medeniyete dair her şeyi o kadar geç öğreniyoruz ki, sonradan görmeliğimiz üzerimizden akıyor. Sonrasında ne kadar -mış gibi yapsak da olmuyor, olmuyor, olmuyor...

Türk erkeğinin sorunları saymakla bitmez. Tüm sorunları da maalesef ç.klerine bağlanıyor. Şimdi bu ç.k çalışmayınca hırslarını etraftan çıkarıyorlar.Bazılarının zamanında yaşayamadığı, yapamadığı şeyler geç de olsa ellerine geçince bir anda kendilerini kaybediyorlar. Ego tavan yapıyor ve etraflarındaki herkesi kendilerinin kölesi sanıyorlar. Karşı mı çıktınız? İşte o zaman hapı yuttunuz. Tıpkı benim şu anda yaşadığım gibi.
Kişiliğinizi çevrenizdekilere kabul ettirene kadar inanılmaz ve zorlu bir savaş verdikten sonra sonradan görme biri gelip de sizi yerle bir etmeye kalkınca doğal olarak karşı silahlarınızı kuşanıyorsunuz.
Öküz'ün etrafında istediği tek canlı şekli yalakalar, onun önünde el pençe duracak köleler, ona ne kadar muhteşem, ne kadar süper, ne kadar zeki, ne kadar yakışıklı, ne kadar bla bla olduğunu söyleyecek şakşakçılar. Siz kalkıp da, "yalnız bu yaptığınız doğru değil" dediğiniz anda bittiniz. Size ne? Size neeeee?

Şimdi benden nefret ediyor. Ona sadece doğruları söylediğim ve boyun eğmediğim için. Eline geçen ilk fırsatta beni yollamak istediğini ve yok olmamı beklediğini biliyorum. İstifa edip gitmem için epey çaba sarfediyor, onu da biliyorum. Ancak benim istifa etme şansım yok. Hayat maalesf bu kadar lüksü vermiyor bana. Çalışmak zorundayım ve ne olursa olsun her sabah yeni bir güçle işimin başına gelmek zorundayım. Sahip olduğum tek güç, işimi yapmam, dürüstlüğüm, adaletim ve asla boyun eğmeyişim. Şükürler olsun ki, beni yollamak konusunda tek güce sahip değil. Açıklama bulamadığı için çıkaramıyor. Çünkü "bana boyun eğmiyor" bahanesini öne süremez. Dışarıya gösterdiği resimdeki kişinin bunu söylemeye yüzü yok. Çünkü dışarıdan bakan birinin göreceği kişi ve etrafta sergilediği rol için böyle bir replik şansı yok.

Çok uzun zamandır resmi adı "mobing" olan şeyi yaşıyorum. Bu ülkede bunun çözümü olduğunu ve hakkınızı alacağınızı mı düşünüyorsunuz? Kocaman bir palavra bu. Tek başınasınız! Hiç bir şey yapamazsınız! Tıpkı benim yapamadığım gibi. Çünkü ya işssiz ve ortada kalmayı kabul edeceksiniz (hangi firma mobing'den mahkemeye verdiğiniz için işinizden ayrılmak zorunda kaldığınzı kabul eder bu ülkede? ) ya da ucuz kahramanlıkları Don Kişot'a bırakacaksınız. Benim yeldeğirmenlerine saldırasım yok.

Bir gün kurtulacağım ümidiyle yaşıyorum. Öte yandan; ne olursa olsun asla geri adım atmayacağım ve onun istediği gibi biri olmayacağımı bilmek de beni rahatlatıyor.

Bir konu hakkında "Ben şöyle düşünmüştüm" dediğimde, bana hep "Düşünmüş! Ben sana düşün mü diyorum? Ben düşünürüm. Senin işin düşünmek değil, benim dediklerimi yapmak!" dese de ben yine de düşünmeye devam edeceğim.

Çünkü ben insanım. Düşüneceğim...  Çünkü ben insanım. Köle olmayacağım... Çünkü ben insanım. Boyun eğmeyeceğim...

Sabahları odasına girdikten 30 saniye sonra (abartmıyorum hakikaten 30 sn, genelde kendi gelmeden çayı önüne konulur) hala çayı gelmemişse, kıyamet koparan birine siz ne dersiniz? Sanki hayatında herşey bir parmak şıklatmasında önüne geliyor.

Sizin ne diyeceğinizi bilmiyorum.. Ama ben ÖKÜZ diyorum. Bildiğin ÖKÜZ!

 

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder