Günün Sözü

Umut her daim vardır...

25 Eylül 2013 Çarşamba

God, please save me from your followers!

Tanrım, beni takipçilerinden (sana inananlardan) koru! 

Biliyorum, böyle bir cümle okuduğunuzda inançsız biri olduğumu düşüneceksiniz. Toplum genelinin yaptığı hatayı yapıyor olduğunuzun, farkında bile değilsiniz.

İnançlıyım oysa. Belki bir alim değilim, belki ulu bir zat değilim ama herkesin çok net ve basitlikle kabul etmesi gereken şu ki; inancım ya da başka birinin inancı kendisini ve yaratıcısını ilgilendirir. 

Basit kulların, sanki kendilerine özel bir vahiy gelmişçesine bir küstahlıkla başkalarını yargılamaya ya da kendince sınıflandırmalar yapmaya nasıl cüret ettiklerini anlamış değilim. 

Birilerinin yaratıcısıyla özel bir iletişimi var da, bizim mi haberimiz yok! 

Son zamanlarda dünyada da, ülkemizde de olanları herkes az çok biliyor. Çıkan her türlü ilkellik, vahşet, cinayet, geri kalmışlık, kölelik, maalesef hep müslüman ülkelerde cereyan ediyor. 


Çok bilenler hemen atılacak, ama, ama, ama... Ama Batı da dünyanın her yerini istila ediyor, ama Batı da tüm ülkeleri köleleştiriyor, sömürüyor, kanını emiyor bla bla bla. Kardeşim siz aptal olursanız daha çoooookkk kanınızı emerler! 


Din denilen olgu maalesef ama maalesef insanları köleleştirmek için kullanılan en uygun araç. Din uğruna insanların gözü dönüyor, akıl tutulması yaşanıyor, insanlıktan çıkılıyor, vicdanlar göz ardı ediliyor ve en kötüsü de bütün bunlar yaşanırken ilahi bir neden uğruna yapıldığı düşünülüyor. 

Kendimde dahil olmak üzere gözlemlediğim şu: Bizler - müslümanlar - doğduğumuz andan itibaren sorgulanamaz, mantıklı açıklaması olmayan, tamamen hurafelerle dolu bir terbiye içine alınıyoruz. Biraz sorgulasan "Sus, günaha girersin, öyle işte, sorgulama!" denir. Cevap bulunamadığı, tatmin edici mantıklı açıklama getirilemediği noktada hep günaha gireceğimiz, çok sorgulamamamız gerektiği söylendi... Sadece kabul et! 

En başta beni rahatsız eden nokta, Müslüman ülkelerin hepsi Batı'nın kendilerini sömürmeye çalıştığını söyleyerek, bugün din özgürlüğü adına yaptıkları tüm vahşice eylemleri haklı göstermeye çalışırken, bir vicdanlı çıkıp bana söyleyebilir mi acaba "Ya sizin kadınları köleleştirmenize, sömürmenize ne demeli? Bu çifte standardı neye dayanarak haklı buluyorsunuz?" Müslüman ülkelerdeki kadınların durumlarını görüyoruz, reva mıdır bu? Hangi hakla, hangi vicdanla bu adaletsizliğe kalkışıyorlar? 

O küçücük beyinleriyle, dini istedikleri gibi şekillendirerek, sadece kendi çıkarları için istedikleri kuralları koyup, istediklerini kaldırarak, etrafımıza ördükleri duvarlarla gelişmeyi daha çoookk beklerler. Bu kafayla sonsuza kadar güçlü devletlerin oyuncağı, sömürgesi, yönetileni olacaklar. 

Geçenlerde birileri bana diyor ki; Avrupa nüfusu azaldı, Genç nüfusu da çok düştü. Başbakan 3 çocuk yapın derken doğru diyor, bize muhtaç olacaklar, yakın zamanda biz nüfus olarak onları geçince bizim de istediğimiz olacak! benzeri cahilce bir laf etti. Sanıyor ki nüfus çok olunca senden korkacaklar! 

Verdiğim cevap şudur: Bu baskıcı kurallarla, insanların vizyonu gelişmesin diye saçma sapan yasa ve yasaklarla, beyinler gelişmesin, insanlar sorgulamasın diye akılların etrafına örülen duvarlarla, robot gibi sadece denileni yapsın gerisini düşünemesin diyen bir zihniyette olan toplum, isterse milyarlarca kişi olsun, elin gelişmiş akıllısı gelir, kalan o 3 kişiyle o milyarları bir güzel yönetir, sen de sadece ama, ama, ama, der durursun!


Din olgusu insanın maneviyatı için gerekli bir ihtiyaçtır. İnanç insanda vicdanı oluşturur. Ki günümüzde herkesin buna fazlasıyla ihtiyaç duyduğunu görüyoruz. "Ben müslümanım" diyenlerin yaratıcısına en büyük hakareti şudur: Sana doğadaki her canlıdan farklı olarak akıl vermiş, düşünme yeteneği vermiş, sorma, öğrenme yetisi vermiş, sen kalk, sana verilen en büyük özelliği bir kenara bırak, amip gibi yaşamaya, yaşatmaya uğraş. 


Allah'ım, lütfen beni sana inananlardan koru!           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder