Bu ülkede herkes politikayı çok iyi bildiğinden! çok konuşan var farkındayım. Ancak çoğunun boş boş konuştuğunun da farkındayım.
Ananemin deyimiyle özellikle "Devletin Başı" kadar boş konuşan birini hiç görmedim. Bu nasıl bir kadın düşmanlığıdır aklım almıyor. İstediğinin sadece kadını ortalıktan yok etmek olduğu aşikarken o dürüstlük timsali "Vallahi öyle bir şey yok, biz kadına değer veriyoruz" safsataları vahamet ötesi bir durum.
43 yaşındayım... Bu kadar sene içerisinde dürüst ve doğru bir vatandaş olarak yaşadığımı düşünüyorum. Herhangi bir suç kaydım yok, topluma karşı işlemiş olduğum bir hata yok, vergilerimi kazandığıma göre kat be kat ödüyorum, hakkımda yanlış yaptığıma dair tek bir konu bulunamazken bu ülkede olup bitenler nedeniyle ben suça teşvikte bulunursam şimdi bu benim mi kabahatim olacak?
Bu Devlet beni koruyor mu? Bu Devlet benim başıma bir şey geldiğinde beni koruyup kollayacak mı? Bu Devlet ben ortada kaldığımda bana sahip çıkacak mı? Bu ülkede Devletin Başı'na karşı yapılan en küçük eleştiride herkes hoplayıp zıplarken, bunun suç teşkil ettiği söylenirken ve bunun akabinde hiç bir şekilde can güvenliğiniz olmazken, benim canım yandığında ağzımdan çıkacaklardan dolayı neden ben suçlu oluyorum? Beni kendileri suça iterken sorumluluğu neden üstlenmiyorlar?
Bu ülkede olup biten yanlışların hangi birini sayayım? Her gün başıma bir şey geliyor, her gün "Allah kahretsin! Bu ülkede hiç bir şey düzelmez" deyip yılgın bir halde olanı kabullenerek yaşamaya devam ediyorum. Ben bu ülkede mutsuz, huzursuz, özgürlükten uzak, hakkını arayamayan ve ararsa da başı mutlaka derde girer korkusu içinde yaşayan bir bireyim. Aldatılıyorum, ahlaksızlıkla karşılaşıyorum, soyuluyorum ama beni koruyan yok. Neden? Çünkü zart zurt konuşmalarına rağmen Sosyal bir Devlette yaşamıyoruz.
1 seneyi aşkın bir süredir kullanmadığım bir banka hesabımda borç çıktı. Bilirsiniz şirketler çalışanlarının maaşlarını Bankaya yatırırlar. Her şirketin çalıştığı banka ayrı. Her defasında yeni bir yerde hesap açıyorsunuz. Daha önce çalıştığım firmada açtırdıkları Garanti Bankası hesabımı çoookkk uzun bir süreden beri kullanmıyorum. En son ben kullanmayı bıraktığımda dahi hesap (+) artıdaydı. Sanki Şeytan dürttü. (Aslında ona Melek demek lazım) İnternetten hesaba girip bir bakayım kapanmış mı diye düşündüm ve kontrol ettim. Borç çıktı! Sebep? Kullanmadığım hesaptan her ay İşlem ücreti adı altında tahsilatlar yapılmış, aylarca devam etmiş haberim olmadığı için faiz bindirilmiş ve böylece bugün itibariyle 50 TL borcum olmuş. Rakam büyük değil. Ama belki de büyük! Bu da göreceli bir düşünce. Benim sokağa atacak 5 Liram bile yokken neden 50 Lira ahlaksız ve soyguncu bir bankaya vereyim. Telefon açıp "bu nedir kardeşim? Kullanmadığım bir hesaba neyin işlem ücretini alıyorsunuz da beni borçlandırıyorsunuz?" dediğimde aldığım cevap "ama sözleşmede yazıyordu, her ay alınır." 50 bin sayfalık minik yazılardan oluşan sözleşmeyi kimsenin oturupta günlerce okuduğu yok, her şeyi söylüyorsunuz bıdı bıdı, müşteriler için önem teşkil eden böyle bir şeyi neden söylemiyorsunuz? Hepsini geçtim 1 sene olmuş, bu hesapta hiç bir hareket olmamış, hatta hesaba hiç girilip bakılmamış bile, banka olarak görevin hiç değilse 3-4 ay sonra müşteriyi arayıp uyarmak değil midir? Ben nasılsa o hesapla işim yok deyip unutsam, senelerce bakmasam ne olacak? 2-3 ay kullanılmayan telefon hatları otomatik olarak iptal olurken kullanılmayan banka hesapları neden iptal olmuyor? Bu Banka durduk yerde benden bu parayı aldığı zaman soyguncu olmuyor mu? Bu Devlet benim hakkımı nasıl arıyor? Vatandaşını birileri soyarken o hala neyin derdinde? Bildiğin aldatılıyorum, nasıl oluyorda buna göz yumuyor?
Kardeşim benim namusumu bana bırakın ben sahip çıkarım, sen benim haklarımı koruyabiliyor musun onu söyle bana? Bu ahlaksızlık değil midir? Resmen soyuluyorum, bu kanuna aykırı değil midir? Beni koruyacak ne yaptın sen?
Bir kaç sene evvel evime hırsız girdi, günlerce korkudan uyuyamadım, ya tekrar girer, tepemde biri dikilirse diye. Karakola gidiyorum gerekli formları doldurmaya, "bulun bu hırsızı" diyorum aldığım cevap "Hanımefendi ben polisim, benim evime de girdi hırsız, ne yapalım? "oluyor. "Bana ne, senin evine de hırsız girdiyse? Bu mu beni rahatlatacak? Vay be! Polisin evine bile hırsız girmiş, e iyi, peki o zaman, bana her durumda girer, boş ver, hayatına bak kızım!" mı diyeyim? Bu mudur örnek olan şey? Verdikleri örneğe bak! Benim can güvenliğim yok, mal güvenliğim yok, kişilik haklarımın güvenliği yok! Yok oğlu yok bu memlekette. Şimdi ben memleket düşmanı olunca ben mi kabahatli oluyorum? Keskin bir bıçak üzerinde yaşıyorum. Tek başına ayakta kalmaya çalışan bir kadın olarak ama öncesinde bir insan olarak, korkularla ve çekincelerle, paranoyalarla yaşıyorum. Hakkınızı aramaya çalışsanız, uyguladıkları bürokratik işlemlerle zaten sizi yıldırıyorlar, Allah sizi bildiği gibi yapsın deyip bırakıp dönüyorsunuz.
Şimdi ben bu dolandırıcı bankayı Tüketici Hakları Derneğine şikayet edeyim, kim bilir kaç telefon görüşmesi yapacağım, kaç sayfa yazı yazacağım. Takip etmek için günlerce nasıl uğraştırılacağım, sonrasında zaten yoğun olan iş hayatınızda yılacağınız için lanet olsun deyip pes edeceksiniz. Hikayenin sonu belli. Farkı bir son mu olacak sanki?
Gelip beni tutuklayacaklar mı? E buyursun gelsinler.... Allah belanızı versin! Nefret ediyorum bu ülkeden de, ülkedeki sahtekar zihniyetten de, dolandırıcı mantaliteden de, ahlaksız yaklaşımlardan da, duyarsız Başlardan da, arsız konuşmalardan da, yüzsüzce edilen laflardan da, göz göre göre sarf edilen yalanlardan da... Allah belanızı versin hepinizin!
Sosyal Hukuk Devleti istiyorum... Haklarımın gözetildiğini bilmek, korunduğumu hissetmek, bu ülkede yaşamaktan memnunum demek istiyorum. Çok şey istediğimi sanmıyorum! Çok şükür çalışıyorum, elim ayağım tutuyor, sağlığım yerinde kimseye muhtaç kalmam inşallah, kimseden de para pul istemiyorum. Ama çok şey istediğimi de sanmıyorum.
Sadece insan olarak, insan gibi yaşamak istiyorum. Bu kadar zor mu bu ülkede bunu istemek?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder