Çalıştığım ofiste tüm yazı Kuzey Kutbunun en soğuk noktasındaymışçasına
geçirmeme neden olan da yurdum erkeğinin umarsız tavırlarıdır. Erkekler doğal
postlarıyla* (bkz. ataları olan her tarafı kıllarla kaplı neandertaller) yaşadıkları için yaz ortasında klimaları
sonuna kadar açarak size penguen muamelesi yaparlar. Dizlerimin üstünde yün
şal, sırtımda kışlık hırka, parmaklarım mosmor bilgisayar klavyesini
tıkırdatırken, homurtularım çalışan klimanın vızıltılarına karışıyor. Aldıran
yok elbette... Bense elimden geldiğince optimist olmaya çalışıyorum. Soğuktan
gerilmenin cildimi güzelleştireceğine inanıyor, hatta ölürsem mumyalanmaya bile
gerek kalmadan en az yüzyıl bozulmadan kalabileceğime inanıyorum... İnanmak
istiyorum... Duyarsız Türk erkeğinin sizin üşümenizle ilgilendiği yok... Onlara
göre çözüm belli! Giyinme efendim, ince bluz, kısa etek! Ne yapalım yazın
sıcağında metroya biniyorsan? Kalın bir şeyler giyin gel üşüyorsan!
Tıpkı kendileri gibi, o metroda kokar mısın terden,
isilikler çıkarır mısın? Kimsenin umurunda değil...
Metro demişken... Belediyenin metro girişinde oksijen
maskeleri dağıtmasını talep ediyorum! Mesela Akbil’i bastın mı? Makinenin
içinden otomatik maske çıkacak! Sen kendince en uzun ne kadar nefes tutabilirim
yarışına girmeden ve ciğerlerine işkence etmeye son vererek paşa paşa
takacaksın maskeni.
Arkadaşım, su mu yok? Arkadaşım, hiç mi kokmazsın kendine?
O nasıl bir koku, o nasıl bir duyarsızlıktır? Şehrin
ortasında, baksan adam diyeceğin o mahlukat, dersin ki doğduğundan beri su yüzü
görmemiş bir primat... En iyi bir tahmin; Homo Sapiens döneminden beri yıkanmasa ancak o koku çıkabilir... Bu su
düşmanlığı nedendir? Tüm erkeklerde
gizli kuduzluk mu var? Su görünce fena mı oluyorsunuz? O kokuyu yapan vucüdu al
hamama götür, üstünden çıkacak kir, su giderlerini tıkar. Yoksa mümkünü yok, 1 yıl
önce dahi su görmüş bedenden o bayıltıcı gaz etrafa yayılmaz. Tıpkı ozon gibi
bu kokunun da doğaya, dünyaya zararı var. Çevrecilerin bu konuya da acilen el
atmalarını istiyorum. Yazık, günah bu gezegendeki diğer canlılara.
Bu sorunun tek iyi tarafı; 3 durak boyunca nefes tuttuğumdan,
ciğerlerim genişledi. Maraton koşsam, 4 kat genişlemiş ciğerlerimdeki nefesle 2 tur
bindiririm diğer atletlere. Hatta tüpsüz dalış şampiyonuna kafa tutuyorum,
benimle yarışsa, ağlar hırsından. Benim kadar nefes tutabilsin, bundan sonra
söz, malzemelerini ben taşıyacağım.
Olimpiyat takımına resmen başvuru mu yapmak gerekiyor, yoksa
buradan da başvuru sayılıyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder